Coğrafyamız
Ä°lk Bosna Åžehidimiz: Selami YurdanÂ…
Selami Yurdan, 22 AÄŸustos 1992'de Bosna'da ÅŸehit edilmiÅŸti.
Yeni Akit Yazarı Ayhan Demir, Bosna Cihadı'nın Türkiye'den ilk ÅŸehidi olan Selami Yurdan'ı kaleme aldı.
İşte o yazı:
Kanlı Sırp saldırganlığı baÅŸladığında, dünyanın her yanından, 5 bin kadar Müslüman Bosna-Hersek’e koÅŸmuÅŸtu. OluÅŸturdukları Mücahit BirliÄŸi (Odred El-Mudzahedin) ile Bosna Hersek Ordusu’nu takviye edip, operasyonel hale gelmesini saÄŸladılar.
Ä°çlerindeki cihat çaÄŸrısına kulak veren bu mücahitlerden yüzlercesi, Bosna Hersek’te ÅŸehadet ÅŸerbetini içtiler. 22 AÄŸustos 1992’de ÅŸehit olan Selami Yurdan, bu kahramanlardan bir tanesidir.
1966’da AÄŸrı’nın Patnos ilçesinde dünyaya gelen Selami Yurdan ve arkadaÅŸları, Bosna Hersek’e gitmek için önce Bulgaristan-Romanya-Macaristan güzergahını denediler. BaÅŸarılı olamayınca, Makedonya üzerinden, Arnavutluk’a gittiler. Buradan, önce gemiyle, Hırvatistan’ın Split ÅŸehrine geçtiler. Ardından karayolu ile Bosna Hersek’e girmeyi baÅŸardılar.
On altı günlük bir yolculuÄŸun ardından, Zenitsa ve Travnik’teki Müslüman Kuvvetler’e (Muslimanske Snage) katıldılar. Saraybosna yakınlarındaki Visoko’da bir harekât yapılacağını öÄŸrenen Selami Yurdan’ı zapt etmek mümkün deÄŸildi. Åžehadete susayan Selami Yurdan, sürekli “orda direniÅŸ var, oraya gidelim” diyordu.
DediÄŸini yaptı ve o bölgeye gitti. Önlerinde BoÅŸnaklar olmak üzere, 50-55 kiÅŸi ile sabah saat 07:00 sularında, Ä°liyaÅŸ üzerine operasyona baÅŸladılar. Selami Yurdan ve arkadaşı Ufuk, çarpışma baÅŸladığında ayrılıp, Sırpların arasına daldılar. Bu esnada Selami Yurdan devamlı olarak “Biz buraya ÅŸehit olmaya geldik” diyerek, “Ä°nna Lillahi ve Ä°nna ileyhi raciun” ayetini tekrarlıyordu.
Yaprakların üzerinden kayarak geri çekilirlerken, arkadaÅŸları, Selami Yurdan’ın tekbirlerini duydular. YoÄŸun Sırp ateÅŸinden nasibini alarak, vurulmuÅŸtu. Vurulduktan sonra, arka arkaya beÅŸ kere tekbir getirmiÅŸti. Ä°ki arkadaşı daha kol ve bacaklarından yaralanmıştı ama ÅŸehadet sadece ona nasip oldu. Bosna Savaşı’nın ilk Türk ÅŸehidi sıfatına eriÅŸti.
Selami Yurdan, ilahi söylemeyi çok severdi. Cephedeki çocuklara yaklaşık bir saat boyunca Yunus Emre’nin, Bajram Dode olarak BoÅŸnakçaya çevrilen, Bayram Gelir ilahisini söyletmiÅŸti. Åžehadet ÅŸerbetini içtiÄŸini gören o çocuklardan bazıları “O, Bayram Gelir, Bayram Gelir!” diyorlardı.
Cephe arkadaşı Ufuk, Selami Yurdan ÅŸehit olduktan sonra yaÅŸananları ÅŸu ÅŸekilde anlatıyor: “Birçok arkadaÅŸ vardık. Fakat tek vasiyet eden oydu. Silahlı olarak fotoÄŸrafının çekilmesini istemiyordu. Daha önce gömüleceÄŸi yeri göstererek “Beni buraya gömün” demiÅŸti. “Beyazıt’ta benim için, cenaze namazı kılın” diyordu. Selami’yi, vasiyeti üzerine Travnik ÅŸehrinde bulunan, Osmanlı’dan kalma Hacı Ali Baba Camii mezarlığına defnettik. Defin bittikten sonra, yaÄŸmur yaÄŸmaya baÅŸladı. 84 günden beri yaÄŸmayan yaÄŸmur, akÅŸama, hava kararana kadar devam etmiÅŸti. Bir daha da yaÄŸmadı.”
Selami Yurdan’ın annesi ve babası, ciÄŸerparelerinin ÅŸehadet haberini alınca, buruk bir sevinç yaÅŸadılar. OÄŸullarını, dünya gözüyle bir daha göremeyecekleri için üzülüyorlardı. Fakat BoÅŸnak Müslümanların yardımına koÅŸarak, Allah yolunda ÅŸehit olmasına da seviniyorlardı. Halkalı’daki evlerine taziyeye gelenleri, metanetle karşılıyorlardı.
Selami Yurdan’ın annesi, taziyeye gelenlerden birisinin sorusuna ÅŸöyle cevap veriyordu: “Müslümanların ezildiÄŸini gördükçe çok üzülüyordu. Nerede bir ÅŸehit haberi alsa, onun resmini bulup getiriyor, ÅŸehitlerin resmini diziyordu. Hep düÅŸüncesi ÅŸehitlikti. Bosna-Hersek’teki duruma çok üzülüyordu. “Orası Ä°slam toprağı, mutlaka kurtulacak, ben gidip oraya yerleÅŸeceÄŸim” diyordu. Giderken Macaristan’a diye çıktılar. ‘Hakkınızı helâl edin. KardeÅŸimi evlendirin’ dedi. DüÄŸün istemedi, sırasını kardeÅŸine verdi. Ä°ÅŸte bu gün düÄŸününü yaptık oÄŸlumun, meÄŸer o, böyle bir düÄŸün istiyormuÅŸ.”
Åžehadet haberini alan babası Fermani Bey de, “Allah’a ÅŸükürler olsun. OÄŸlumun ÅŸehadeti Müslümanlara kutlu olsun. Daha 500 oÄŸlum, 5 bin oÄŸlum olsa, onları da Allah yolunda feda etmeye hazırım. Davamıza hep birlikte sahip çıkalım” demiÅŸti.
Vasiyetinde talep ettiÄŸi gibi, 28 AÄŸustos 1992 günü cuma namazından sonra, Beyazıt Meydanı’nda gıyabi cenaze namazı kılındı. Babası Fermani Bey, o gün namaza iÅŸtirak edenlere ÅŸöyle seslenmiÅŸti: “Selami’nin düÄŸününe hoÅŸ geldiniz. Bu gıyabi cenaze namazını, oÄŸlum Selami’nin düÄŸün merasimi olarak kabul ediyorum.”
Bosna ÅŸehitlerimiz, elbette sadece Selami Yurdan’dan ibaret deÄŸil.
Edip SadioÄŸlu, Adil Balat ve Ebubekir Arıcı (17.09.1992, Mostar), Ahmet Pınar, Renda Tosuner ve Sait BaÅŸar (28.12.1992, Ä°liyaÅŸ), Ä°lhan Atlı,Abdülmetin Çakmak, Çanakkaleli Yusuf ve Güven Zengin (1992), Muammer AslantaÅŸ (Haziran 1993), Ali Pınarbaşı (1993), Ahmet Åžamil KaraoÄŸlu (21.07.1995, Zavidovic), Ebu Muslim, Mehmet Özdemir, Mustafa Çolak, Ömer TaÅŸar, Bahaddin Alaslan, Ahmet Demirer, Ramazan Çelik ve daha nice isimsiz kahramanlar...
Allah (c.c) ÅŸehadetlerini kabul etsin. Bizleri de ÅŸefaatlerine nail eylesin inÅŸallah! (Amin.)
Henüz yorum yapılmamış.